Anasayfa » Mütalaalar » Sözler » Sayfa 5

Sözler

Yirmibirinci Söz’ün İkinci Makamı

 Yirmibirinci Söz’ün İkinci Makamı (İkinci makamın birinci makamla olan münasebeti: birinci makamda insanı ibadetten alıkoyan nefsin tembelliği, gaflet ve cehl-i mürekkeb gibi dâhili maniler ikaz edilirken ikinci makamda hariçten gelen şeytanın vesvesesine karşı vecihler gösterilmiştir.) [Kalbin beş yarasına beş merhemi tazammun eder.] بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ ٭ وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ (97- Ve de ki: Rabbim! Şeytanların […]

Yirmibirinci Söz Birinci Makam

Yirmibirinci Söz [İki Makamdır] (Yirminci Sözde Kur’anın vazife-i asliyesinin daire-i rububiyetin kemalât ve şuunatını ve daire-i ubudiyetin vezaif ve ahvalini talim etmek olduğunu ders verdi. Yirmibirinci Sözde ise daire-i ubudiyetin vezaif ve ahvalini Yirmiikinci Sözde de daire-i rububiyetin kemalât ve şuunatını ders veriliyor. Yirmiüçüncü Sözde ise daire-i rububiyete karşı ubudiyetle mukabele etmenin mehasinleri […]

Yirminci Söz İkinci Makam

Yirminci Söz’ün İkinci Makamı [Mu’cizat-ı Enbiya yüzünde parlayan bir lem’a-i i’caz-ı Kur’an] (Kur’anın kırk nev’i i’cazından otuz altı tanesi Yirmibeşinci Söz’ün Üç Şulesindedir. Diğer dört nev’i icazı Zeyillerinde izah edilmiştir. Buna işareten Yirmibeşinci Söz’ün Hatimesinde şöyle geçmektedir: Kur’anın lemaat-ı i’cazından iki lem’a-i i’caziye, Ondokuzuncu Söz’ün Ondördüncü Reşhasında geçmiştir ki; bir […]

Yirminci Söz Birinci Makam

Yirminci Söz (Ondokuzuncu Söz ile Yirminci Sözün birbirine olan münasebeti; Ondokuzuncu Söz’de Risalet-i Ahmediye’nin Ondört Reşhada delilleri gösterildi. Ondokuzuncu Sözün Ondördüncü Reşhasında Kur’anın Risalet-i Ahmediyeye olan delaletini izah ettikten sonra Kur’anın tekrarında ki mu’cizeliği ile irşadi bir lem’a-i i’caziyesi olan umur-u kevniyeyi mübhem bırakmasındaki hikmet izah edildi. Yirminci Söz’ün Birinci […]

Ondokuzuncu Söz

Ondokuzuncu Söz (Onsekizinci Söz’ün Ondokuzuncu Sözle olan münasebeti; Onsekizinci Söz’ün Birinci ve İkinci Noktasında Cenab-ı Hakkın kâinatta vaz ettiği, güzelliği ve kemalatı görememenin enfüsi ve afaki sebebleri beyan ediliyor. Üçüncü Noktada bu güzellikleri görmeğe mani olan sebepleri ortadan kaldıran Peygamberimizin nübüvveti nazara veriliyor. Bu makamda Ondokuzuncu Söz, Onsekizinci Sözün sonundaki […]

Onsekizinci Söz

Onsekizinci Söz (Onsekizinci Söz’ün Onyedinci Sözle olan münasebeti: Onyedinci Sözde zeval ve fenaya hem Hâlık hem mahlûk canibinden baktırarak kâinatta, hilkatte mutlak bir güzellik olduğunu, her şeyi her yeri Cenab-ı Hakkın rahmeti ile güzelleştirdiğini ispat etti. Burada ise bu güzellikleri göremememizin sebepleri üzerinde duruluyor. Birinci ve İkinci Noktada Cenab-ı Hakkın kâinatta […]

Onyedinci Söz’ün İkinci Makamı

Onyedinci Söz’ün İkinci Makamı (Birinci makam ile ikinci makam arasındaki fark birinci makam da zeval ve fenaya Cenab-ı Hakk canibinden baktırdı. İkinci makamda ise mahlûkat canibinden baktırıyor. Zeval ve fenaya karşı insanın mukabelesi, ifrat ve tefritleri nazara veriliyor.) {(Haşiye): Bu ikinci makamdaki parçalar şiire benzer, fakat şiir değiller. Kasdî nazmedilmemişler. […]

Onyedinci Söz

Onyedinci Söz (Onaltıncı Söz İkinci Şua’da, eşyanın icadının nihayet intizam, gayet ittikan ve hüsn-ü san’at ve kemal-i hilkati anlatılarak Cenab-ı Hakkın kudsi mahiyeti isabat edildiği gibi Onaltıncı Söz’ün zeylinde de zahiri intizamsız görünen icraatların Cenab-ı Hakkın kudsî mahiyetine muhalif olmayıp iradesinin varlığına bir delil olduğu izah edildi. Onyedinci Söz’de ise […]

Onaltıncı Söz

Onaltıncı Söz (Kendinden önce ki sözlerde geçen hakikatların anlaşılması Cenab-ı Hakkın Kudsî mahiyetinin bilinmesine mutevakkıftır. Bu sebeble akla gelen Kudsî mahiyeti nasıldır sualine Onaltıncı Sözle cevab veriliyor. Onuncu Sözle münasebeti kudret-i İlahiyeye nisbeten bütün insanların halkolunması ve haşredilmesi, birtek insanın halkı ve haşri gibi âsan olduğunu anlamak noktasında Cenab-ı Hakkın Kudsî […]

Onbeşinci Söz Zeyline Ek Şeytanın itirazı

  ŞEYTANIN İKİNCİ KÜÇÜK BİR İTİRAZI Sure-i ق وَ الْقُرْآنِ الْمَجِيدِ i  okurken مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ اِلاَّ لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ وَجَاءَتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّ ذلِكَ مَا كُنْتَ مِنْهُ تَحِيدُ وَ نُفِخَ فِى الصُّورِ ذلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ وَ جَاءَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَعَهَا سَائِقٌ وَ شَهِيدٌ لَقَدْ كُنْتَ فِى غَفْلَةٍ مِنْ هذَا […]