Beşinci Söz بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّ اللّهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ (Nahl Suresi Âyet 128 – Şüphesiz Allah, takva sahipleri ile ve iyilikte bulunanlarla beraberdir. Üstadımız âyeti “insanın hakiki vazifesi namaz kılmak ve kebairi işlememek” olarak tefsir etmiştir. Takva için bu asırda en büyük bir üssül esas olan kebairi terk etmeyi ve ihsan içinde en büyük bir ihsan […]
Etiket: Risale-i Nur
Dördüncü Söz
Dördüncü Söz بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَلصَّلاَةُ عِمَادُ الدِّينِ (Üçüncü Sözün Dördüncü Sözle olan münasebeti: Üçüncü Sözde ibadetin manasındaki saadet gösterilmişti. Dördüncü Sözde ise ibadetin fihristesi olan namazın, ne kadar kıymetdar ve mühim olduğunu, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanıldığını, hem namazsız adamın ne kadar divane ve zararlı olduğu anlatılıyor. Namaz, […]
Üçüncü Söz
Üçüncü Söz (İkinci Sözün Üçüncü Sözle Münasebeti: İkinci Sözde imanda ne kadar büyük bir saadet ve nimet ve ne kadar büyük bir lezzet ve rahat bulunduğu izah edilmişti. Üçüncü Sözde ise imandaki saadete insanı götüren ibadete olan ihtiyacımız gösterilmiştir. Zira insan hakiki saadeti muhtaç olduğu nihayetsiz şeylerin eline verilmesi ve […]
İkinci Söz
İkinci Söz بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ (Birinci Sözün İkinci Sözle Münasebeti: Birinci Sözde Cenab-ı Hakkı tanımak ve onun namına hareket etmek gerektiği anlatılıyor. Yani insan acz ve fakrını anlayıp Rububiyete karşı muvafık ubudiyetle mukabele ederse; selamet bulur. Bismillah selameti netice veriyor. İkinci Sözde ise selâmet ve emniyet, […]
Ondördüncü Lem’anın İkinci Makamı
İkinci Makam (Makam münasebetiyle buraya alınmıştır.) (Birinci Söz’ün Ondördüncü Lem’anın İkinci Makamı ile olan münasebeti; Risale-i Nur’un birinci kısmı olan Birinci Sözde, çekirdek hükmünde hakaik-i imanîye tahkik ve tahlil edilmiştir. Birinci Sözden buraya kadar ağaç hükmünde hakikatler tafsilli izah edilmiştir. Ondördüncü Lem’anın İkinci Makamı ise meyve hükmündeki hakikatın tecemmü ettiği kısımdır. Onbeşinci Lem’a olan […]
Birinci Söz
Birinci Söz (Hele Birinci Söz’de Besmelenin derece-i ehemmiyeti ve suret-i temsiliyesi şâyan-ı takdir ve hayrettir. Öteden beri her kitabın ibtidasında “Besmele, Hamdele, Salvele”nin zikrinin vücubu, hoca efendilerimiz tarafından beyan edilmiş ise de, bu gibi nefsi iskât edecek bir temsil işitilmediğinden bu derece zihinde takarrur ve temerküz etmemişti. Şu temsil, Besmele […]
Mücmel Asâ-yı Musa
ÂSA-YI MUSA (Âsa-yı Musa Mecmuası ismi, Musa Aleyhisselâm’ın âsasıyla mazhar olduğu mu’cizelerdeki esaslara mazhar olmasından ileri gelmektedir. Şöyle ki; sihirleri iptal etmesi, heryerden tevhid suyunu çıkarması, tereddüdleri yanlış anlayışları yararak selâmetli yolu göstermesi gibi..) Mektub; Ehl-i fen ve mektep muallimleri Âsa-yı Musaya; hafizlar ve hocalar dahi Zülfikara şiddetle muhtaçtır. Mektub; […]
Mücmel Emirdağ Lâhikası
Emirdağ Lâhikası 1 Fihristi 1. Mektub Sayfa 10 Hiç bir mahkeme bir suç bulamadığına; hem Üstadın ihlâsla Nurlara çalışmak için gazetelerle, siyasi haberlerle alâkadar olmadığına, hem Müddeiumuminin yapabilir iddiasına karşı imkânatı vukuat yerine istimal etmesinin hata olduğuna dair Üstadımızın Emirdağ’ındaki Abilere yazdığı mektubudur. 2. Mektub Sayfa 11 Vilâyât-ı şarkiyeye, Şeyh Sinusi yerine maaşlı vaizliği […]
Emirdağ Lâhikası
Emirdağ Lâhikası 1 Fihristi 1. Mektub Sayfa 10 Hiç bir mahkeme bir suç bulamadığına; hem Üstadın ihlâsla Nurlara çalışmak için gazetelerle, siyasi haberlerle alâkadar olmadığına, hem Müddeiumuminin yapabilir iddiasına karşı imkânatı vukuat yerine istimal etmesinin hata olduğuna dair Üstadımızın Emirdağ’ındaki Abilere yazdığı mektubudur. 2. Mektub Sayfa 11 Vilâyât-ı şarkiyeye, Şeyh Sinusi yerine maaşlı vaizliği […]
Mücmel Kastamonu Lâhikası
KASTAMONU LÂHİKASI FİHRİST 1. Sayfa 5- Cenab-ı Hakkın, Üstadın İhtiyarlar Risalesindeki ümidini ve Müdafaat risalesindeki iddiasını tasdik ettiren Risale-i Nur’a hâlis, ciddi, fedakâr, sahib, muhafız ve varisler gönderdiğine; hem Üstad Hazretleri’nin bundan dolayı kemal-i ferah ve sürur duyduğuna ve bunun için rahat-ı kalble eceli ve kabri beklediğine; hem talebelerinin kendisine yazılarında ve hizmetlerinde günde müteaddit defalar gösterildiğine; […]