Anasayfa » Mütalaalar » Sayfa 7

Mütalaalar

Yedinci Şua

Yedinci Şua Âyet-ül Kübra (Birinci Bab vücudu, ikinci Bab ise vahdeti isbat ediyor.) (Yedinci Şua, Âyet-ül Kübra ismini Kur’anın El-Âyet-ül Kübra’sı olan تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَاْلاَرْضُ وَ مَنْ فِيهِنَّ وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ âyetinden almıştır. Şualar 731 Ramazan-ı şerifin ilhamî bir hediyesi bulunan Yedinci Şua risalesi bu âyetin hakikat-ı kübrasını ve tefsir-i ekberini gösterir. Ayetin manası büyük olduğu için bu isim verilmiştir. 1400 […]

Altıncı Şua

Altıncı Şua Yalnız iki nüktedir. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ [Namazdaki teşehhüdde bulunan اَلتَّحِيَّاتُ اَلْمُبَارَكَاتُ اَلصَّلَوَاتُ اَلطَّيِّبَاتُ لِلّٰهِ ilâ âhirenin iki noktasına gelen iki suale iki cevabdır. Teşehhüdün sair hakikatlarının beyanı başka vakte talik edilerek bu “Altıncı Şua”da yüzer nüktesinden yalnız iki nüktesi muhtasar bir surette beyan edilecek.] (Yedinci Şua ile Altıncı Şua’ın münasebeti: Bütün mevcudatın tesbihatlarını Âyet-ül Kübra’nın otuzüç mertebesinde görerek, […]

Beşinci Şua

Beşinci Şua [Otuz sene evvel yazılan matbu’ “Muhakemat-ı Bedîiye”de bahsedilen “Sedd-i Zülkarneyn” ve “Ye’cüc Me’cüc” ve sair eşrat-ı kıyametten yirmi mes’ele, o Muhakemat’a bir tetimme olarak onüç sene {(Haşiye): Şimdi kırk seneden geçmiş.} evvel bir kısım müsveddesi yazılmış idi. Aziz bir dostumun hatırı için tebyiz edildi, Beşinci Şua oldu.] (Otuzbirinci Mektub’dan […]

Dördüncü Şua Âyet-i Hasbiye

Dördüncü Şua (İkinci Şuada tevhid hakikatı, Üçüncü Şuada tevhid mertebesinde tanınan Zâttan herşeyi musahhar etmesini istemek hakikatı münacat suretinde anlatılmıştı. Dördüncü Şua ise tanıdığımız Zata dayanmak hakikatı üstünde durulmuştur. Dördüncü Şua’ın Beşinci Lem’a ile münasebeti ise Dördüncü Lem’ada sünnetin yolu gösterilmiş. Sünnetin kendisi ise Cenab-ı Hakka dayanmak olduğunu Dördüncü Şuada […]

Üçüncü Şua

Üçüncü Şua Mukaddime Bu Sekizinci Hüccet-i İmaniye; Vücub-u vücuda Ve Vahdaniyete delalet ettiği gibi, Hem delail-i kat’iyye ile rububiyetin ihatasına Ve Kudretinin azametine delalet eder. Hem hâkimiyetinin ihatasına Ve Rahmetinin şümulüne dahi delalet ve isbat eder. Hem kâinatın bütün eczasına hikmetinin ihatasını Ve İlminin şümulünü isbat eder.    Elhasıl: Bu Sekizinci […]

İkinci Şua Hâtime

Hâtime [Sırr-ı tevhid içinde sair erkân-ı imaniyeye birer kelâmla kısacık birer işarettir.] (بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ آمَنَ الرَّسُولُ  ilâ âhir-il âye… Bu âyet-i ecma ve a’lâ ve ekber’in bir küllî ve uzun nüktesini beyan etmeğe, Bir dehşetli manevî sual ve (Dehşetli olmasının sebebi bir tek rüknün inkâr edilmesinden dolayı dalalete düşülmesindendir.) Bir azametli ve İlahî bir nimetin (Nimet olmasının […]

İkinci Şua Üçüncü Makam

Üçüncü Makam (Kâinatta görünen hakikatlere bakarak tevhid isbat ediliyor.) [Bu makam, tevhidin üç küllî alâmetini icmalen beyan edecek.] Vahdetin tahakkukuna ve vücuduna delalet eden deliller ve alâmetler ve hüccetler hadd ü hesaba gelmez. Onlardan binler bürhanlar Siracünnur’da tafsilen beyan edildiğinden bu “Üçüncü Makam”da yalnız üç küllî hüccetlerin icmalen beyanıyla iktifa […]

İkinci Şua İkinci Makam

İkinci Makam (Cenab-ı Hakkın esmasının hakikatlarına bakarak tevhidin isbatı yapılıyor.) [Tevhidi ve vahdaniyeti ve vahdeti, kat’î bir surette iktiza ve istilzam ve îcab eden ve şirki ve iştiraki kabul etmeyen ve müsaade vermeyen deliller hadsizdirler. Onlardan yüzler, belki binler bürhanlar Risale-i Nur’da tafsilen isbat edildiğinden, burada muktezilerin üç adedine icmalen […]

İkinci Şua

İkinci Şua Eskişehir Hapishanesinin Son Meyvesi (Üstadımız 1935 senesinde 11 ay tutuklu kalmıştır. 27. 28. 29. 30. Lem’a 1. ve 2. Şua burada yazdırılmıştır. Bu son meyveyi yalnız başına yazmıştır. 120 talebesi hapse alınıp ve 105 talebesi beraat edip 15 talebesi 6 ay hapiste kalmıştır. Bu risale 5 ay Üstadımızın […]

Birinci Şua

Birinci Şua بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَ بِهِ نَسْتَعِينُ [İki acib suale karşı def’aten hatıra gelen garib cevabdır.]  Birinci Sual: Denildi ki: “Fatiha ve Yâsin ve hatm-i Kur’anî gibi okunan virdler, kudsî şeyler, bazan hadsiz ölmüş ve sağ insanlara bağışlanıyor. Halbuki böyle cüz’î birtek hediye ân-ı vâhidde hadsiz zâtlara yetişmek ve her birisine aynı hediye düşmek, […]