Anasayfa » Mütalaalar » Sayfa 6

Mütalaalar

Onbirinci Şua Altıncı Mes’ele

Meyve Risalesi’nden Altıncı Mes’ele [Risale-i Nur’un çok yerlerinde izahı ve kat’î hadsiz hüccetleri bulunan iman-ı billah rüknünün binler küllî bürhanlarından birtek bürhana kısaca bir işarettir.] Kastamonu’da lise talebelerinden bir kısmı yanıma geldiler. “Bize Hâlıkımızı tanıttır, muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar” dediler. Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen […]

Onbirinci Şua

Onbirinci Şua (Onuncu Şua ile Onbirinci Şua’ın birbiri ile olan münasebeti: Onuncu Şua yani Fihrist Risalesi külliyatın fihristi olduğu gibi Onbirinci Şua da külliyattaki hakikatların bir hülasasıdır. Dokuzuncu Şua ise beş erkan-ı imaniyenin haşrin isbatı noktasında bir hülasasıdır.) (Denizli Hapsinin Bir Meyvesi) [Zındıka ve küfr-ü mutlaka karşı Risale-i Nur’un bir […]

Onuncu Şua

Onuncu Şua Risale-i Nur’un has şakirdleri te’lif etmişlerdir. Fihristenin İkinci Cildi Onsekizinci Lem’a Unutulmuş, yazılmamış. Mübarekler Heyeti’nin çalışkan kahramanı Küçük Ali’nin hissesidir ve hakkıdır ki yazsın. Onun için unutulmuş. (Yirmibirinci Lem’a fihristinde g.m. bir haşiye): Bu risalenin 15 günde bir defa okunması hakkında tavsiye vardır. Yirmiyedinci Lem’a Müdafaatın çok kısacık […]

Dokuzuncu Şua

Dokuzuncu Şua (Onuncu Söz’ün Mühim Bir Zeyli ve Lâhikasının Birinci Parçası) بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ فَسُبْحَانَ اللّٰهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ ٭  وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ ٭ يُخْرِجُ الْحَىَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَىِّ وَيُحْيِى اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَكَذلِكَ تُخْرَجُونَ ٭  وَمِنْ آيَاتِهِ اَنْ خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ اِذَا اَنْتُمْ بَشَرٌ تَنْتَشِرُونَ وَ مِنْ آيَاتِهِ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُوا اِلَيْهَا  وَ جَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَ رَحْمَةً اِنَّ فِى ذلِكَ َلآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَاخْتِلاَفُ اَلْسِنَتِكُمْ وَ اَلْوَانِكُمْ اِنَّ فِى ذلِكَ َلآيَاتٍ لِلْعَالِمِينَ وَ مِنْ آيَاتِهِ مَنَامُكُمْ بِالَّيْلِ وَ النَّهَارِ وَابْتِغَاؤُكُمْ مِنْ فَضْلِهِ اِنَّ فِى ذلِكَ َلآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَسْمَعُونَ وَ مِنْ آيَاتِهِ يُرِيكُمُ الْبَرْقَ خَوْفًا وَ طَمَعًا وَ يُنَزِّلُ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً  فَيُحْيِى بِهِ اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا اِنَّ فِى ذلِكَ َلآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ وَمِنْ آيَاتِهِ اَنْ تَقُومَ السَّمَاءُ وَاْلاَرْضُ بِاَمْرِهِ ثُمَّ اِذَا دَعَاكُمْ دَعْوَةً مِنَ اْلاَرْضِ اِذَا اَنْتُمْ تَخْرُجُونَ وَ لَهُ مَنْ فِى السَّمٰوَاتِ وَ اْلاَرْضِ كُلٌّ لَهُ قَانِتُونَ وَ هُوَ الَّذِى يَبْدَؤُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ وَ هُوَ اَهْوَنُ عَلَيْهِ  وَلَهُ الْمَثَلُ اْلاَعْلَى فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ İmanın bir kutbunu gösteren bu semavî âyât-ı kübranın ve haşri isbat eden şu kudsî berahin-i uzmânın bir nükte-i ekberi ve bir hüccet-i a’zamı; bu “Dokuzuncu Şua”da beyan […]

Sekizinci Şua

Sekizinci Şua Üçüncü Bir Keramet-i Aleviye Bir İfade-i Meram [Malûm olsun ki; ben Risale-i Nur’un kıymetini ve ehemmiyetini beyan etmekle Kur’an’ın hakikatlarını ve imanın rükünlerini ilân etmek ve za’f-ı imana düşenleri onlara davet etmek ve onların kuvvetlerini ve hakkaniyetlerini göstermek istiyorum. Yoksa, hâşâ kendimi ve hiçbir cihetle beğenmediğim nefs-i emmaremi […]

Yedinci Şua İkinci Makam İkinci Bab İhtar

İhtar Bu risalenin mahall-i zuhuru olan şu memleket muhitinde Risalet-ün Nur’un sair risaleleri bulunmadığından ve ihtiyarsız olarak burada te’lif edildiğinden, Âyet-ül Kübra gibi risalelerde, zahirî bir tekrar suretinde (Herbir risaleyi bulunduğu makam itibariyle düşünüp ona göre mana vermek iktiza eder. Zahiren tekrar gibi görünse de hakikatta tekrar değildir.) başka Sözlerin […]

Yedinci Şua İkinci Makam İkinci Bab Üçüncü Mezil

    (Bu makamda imanımızı taklidden tahkike çevirip kuvvetlendirmemiz gerektiği üzerine durulmuştur. Asr-ı saadetten ikinci asra yani sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin asrına kadar zahirden hakikata geçerek imanı taklidden tahkike çevirme mesleği üzerine gidilmiş. Sonra üçüncü asırdan beşinci asra kadar bir derece gölgeli gidilmiş. Beşinci asırdan sonra İmam-ı Rabbani, Abdülkadir Geylani, İmam-ı […]

Yedinci Şua İkinci Bab İkinci Menzil

Sonra o sükûnetsiz misafir kendi kalbine dedi: Tevhidin pek çok mertebeleri bulunduğunun delilleri: Ehl-i imanın, hususan ehl-i tarîkatın her vakit tekrarla “Lâ ilahe illâ Hû” demeleri, tevhidi yâd ve ilân etmeleri gösterir ki; tevhidin pek çok mertebeleri bulunuyor. (Bağlar kırılıp sanemlerden yüzler çevrildikçe tevhid de mertebeler kat’edilir. Kelime-i Tevhid’in tekrar […]

Yedinci Şua İkinci Bab Birinci Menzil

İkinci Bab (Berahin-i Tevhidiyeye Dairdir.) (Vücubiyet; Cenab-ı Hakkı tanımak, marifetullah ki büyük zatların gittiği birinci esastır. Buna marifet-i kâmile deniyor. Bu esasın delilleri Birinci Bab’ta beyan ediliyor. Vahdet; Cenab-ı Hakk’ın her yerde birliğini anlamak ve daima huzurda olduğunu hissetmektir ki ikinci esas oluyor. Buna da huzur-u etemm deniyor. Vahdetin, yani […]

Yedinci Şua Birinci Bab

Birinci Bab Âyet-ül Kübra Kâinattan hâlıkını soran bir seyyahın müşahedatıdır. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَاْلاَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ وَلكِنْ لاَ تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ اِنَّهُ كَانَ حَلِيمًا غَفُورًا (Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah’ı tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. Şüphesiz O, halimdir çok bağışlayandır. İsra Suresi 44. Âyet) (Bu âyet içinde çok büyük ve […]