Dördüncü Mebhas Kur’an Ayetlerine Allah canibinden bakarak Rabb-ül Âlemîn’in ifade vüs’atli manayı anlamak ile beşer canibinden bakmak arasındaki fark anlatılmış. [Tenbih: Yirmialtıncı Mektub’un dört mebhası, birbiri ile münasebetdar olmadığı gibi, bu Dördüncü Mebhas’ın on mesaili dahi birbiriyle münasebetdar değildir. Onun için, münasebeti aramamalı. Nasıl gelmiş, öyle yazılmış. Mühim bir […]
Mektubat
Yirmialtıncı Mektub Üçüncü Mebhas
Üçüncü Mebhas Kur’ana hizmet eden Milletlere Allah canibinden bakmak ile beşer canibinden bakıp ırkçılık yapmak arasındaki fark anlatılmış. (Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyenin münasebatına dair gayet mühim bir sırrını ve insanlar, millet millet ve kabîle kabîle yaratılmasının mühim bir hikmetini Yedi Mes’ele ile tefsir ediyor. Bu mebhas, milliyetçilere mühim bir tiryaktır. Bu […]
Yirmialtıncı Mektub İkinci Mebhas
İkinci Mebhas Kur’ana hizmet eden Zatlara Allah canibinden bakmak ile beşer canibinden bakmak arasındaki fark anlatılmış. [Şu Mebhas, bana daimî hizmet edenlerin, ahlâkımda gördükleri acib ihtilaftan gelen hayretlerine karşı; hem iki talebemin benim hakkımda haddimden fazla hüsn-ü zanlarını ta’dil etmek için yazılmıştır.] (Me’hazin kudsiyeti, vicdanı ihtizaza getirerek çok bürhanlar kuvvetinde […]
Yirmialtıncı Mektub Birinci Mebhas
Yirmialtıncı Mektub (Yirmidördüncü Mektubla Yirmibeşinci Mektub arasındaki münasebet: Yirmidördüncü Mektubta kâinattaki umum zeval ve firakın dai ve muktazileri ve gaye ve faideleri anlatılmıştı. Zeyillerinde ise mahlûkat içinde bütün mahlukatın mahiyetlerini içinde bulunduran kâinat ağacının hem çekirdeği hemde meyvesi hükmünde olan Zât-ı Ahmediyenin Aleyhissalatü Vesselamın miracından bahsedilmiştir. Birinci zeyilde mi’racın mebdeini […]
Yirmidördüncü Mektub’un İkinci Zeyli
Yirmidördüncü Mektub’un İkinci Zeyli (Mi’rac-ı Nebevî hakkındadır) بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً اُخْرَى عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى عِنْدَهَا جَنَّةُ الْمَاْوَى اِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَى مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَى لَقَدْ رَاَى مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَى (Mevlid-i Nebevînin Mi’raciye kısmında beş nükteyi beyan edeceğiz.) (Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Makamının Birinci Remzinde geçtiği gibi mahlûkatın mahiyetinin tezahürü için mahlûkat zeval ve fenaya maruz bir surette yaratılıp vazifesini görüp geçip gidiyor. Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Zeylinde ise mahlûkatın mahiyetlerinin tezahürü için […]
Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Zeyli
Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Zeyli بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ قُلْ مَا يَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّى لَوْلاَ دُعَاؤُكُمْ Yani: “Ey insanlar! Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var.” mealindeki âyetin beş nüktesini dinle: (Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Makamının Birinci Remzinde geçtiği gibi mahlûkatın mahiyetinin tezahürü için mahlûkat zeval ve fenaya maruz bir surette yaratılıp vazifesini görüp geçip gidiyor. Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Zeylinde ise mahlûkatın mahiyetlerinin […]
Yirmidördüncü Mektub İkinci Makam
İKİNCİ MAKAM Bir mukaddime, beş işarettir. Mukaddime iki mebhastır. Birinci Mebhas: Bu gelecek beş işarette, şuunat-ı rububiyeti rasad etmek için; birer sönük, küçük dûrbîn nev’inden birer temsil yazılacak. Bu temsiller; şuunat-ı rububiyetin hakikatını tutamaz, ihata edemez, mikyas olamaz fakat baktırabilir. O gelecek temsilâtta ve geçen remizlerde, Zât-ı Akdes’in şuunatına münasib […]
Yirmidördüncü Mektub Birinci Makam
Yirmidördüncü Mektub (Yirmiüçüncü Mektubun âhirinde Yusuf’un (A.S.) ölümü istemesi ile kâinattaki zeval ve firak ihtar ediliyor. Yirmidördüncü Mektubta ise kâinattaki umum zeval ve firakın hikmetleri anlatılmıştır. Demek ki te’lif edilmeyen Yirmibeşinci Mektubdaki Yasin Suresinin tefsiri de eşyanın zeval ve fenasıyla alâkadar olacak. Yirmialtıncı Mektubda da bu alâkadarlık düşünülebilir. Aynı mana […]
Yirmiüçüncü Mektub
Yirmiüçüncü Mektub بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ عُمْرِكَ وَذَرَّاتِ وُجُودِكَ Aziz, gayretli, ciddî, hakikatlı, hâlis, dirayetli kardeşim! Bizim gibi hakikat ve âhiret kardeşlerin, ihtilaf-ı zaman ve mekân sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mani’ teşkil etmez. Biri şarkta, biri garbda, biri mazide, biri müstakbelde, biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler ve sohbet edebilirler. Hususan birtek maksad için […]
Yirmiikinci Mektub Hâtime
Hâtime (Gıybet hakkındadır) (Yirminci Mektubda tevhid-i hakiki ders verildiği gibi bu hâtimede gıybet etmenin tevhid-i hakikiye münafi olduğu gösterilmiştir. Gıybetin en tehlikeli şekli âyetin de işaret ettiği; din noktasında herkesin istifade ettiği bir Zâtı, halk arasında küçük düşürmek için yapılan gıybettir. İkinci sırada tehlikeli olan gıybet ise kazf-ı muhsanat nev’idir. […]