Ondördüncü Mektub Te’lif edilmemiştir. * * *
Mektubat
Onüçüncü Mektub
Onüçüncü Mektub (Hikmet-i kudsiye ehli olan Velayet-i Kübra mesleğindekiler Cenab-ı Hakkın musibetleri verip belaları musallat etmesindeki hikmeti anlayıp ona göre mukabele ettiğine misal olarak makam münasebeti ile bu Onüçüncü Mektub yazdırılmıştır. Onikinci Mektubla Onüçüncü Mektub arasındaki münasebet; Cenab-ı Hakkın musibetleri verip belaları musallat etmesindeki hikmet ehl-i dünya ve siyasetin mahiyetindeki […]
Onikinci Mektub
Onikinci Mektub بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ عَلَى رُفَقَائِكُمْ Aziz kardeşlerim! (Bu mektubun mukaddimesinden dört hüküm çıkarılıyor.) (Birinci Hüküm: Mesail-i imaniyenin münakaşa suretinde bahsi caiz değildir.) O gece benden sual ettiniz, ben cevabını vermedim. Çünki mesail-i imaniyenin münakaşa suretinde bahsi caiz değildir. (Diyenlere, dinleyenlere zarardır.) Siz münakaşa suretinde bahsetmiştiniz. Şimdilik münakaşanızın esası olan üç sualinize gayet muhtasar bir cevab yazıyorum. […]
Onbirinci Mektub
Onbirinci Mektub بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ (Bu mektub, mühim bir ilâç olup, dört âyetin hazinesinden dört küçük cevherine işaret eder. Rahmeten-lil-âlemîn Zât’ın (A.S.M.) ders verdiği bütün ahkâm-ı Kur’aniye, bizim için şifa ve rahmettir.) Aziz kardeşim! Şu dört muhtelif mes’eleyi muhtelif vakitlerde Kur’an-ı Hakîm nefsime ders vermiş. Arzu eden kardeşlerim dahi bundan bir ders veya bir […]
Onuncu Mektub
Onuncu Mektub (İki sualin cevabıdır) بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ Birincisi: Otuzuncu Söz’ün İkinci Maksadının tahavvülât-ı zerrat tarifine dair olan uzun cümlesinin haşiyesidir: Kur’an-ı Hakîm’de “İmam-ı Mübin” ve “Kitab-ı Mübin”, mükerrer yerlerde zikredilmiştir. Ehl-i tefsir, “İkisi birdir” (yani Cenab-ı Hakk’ın ilminin ünvanları olmalarından aynıdır.); bir kısmı, “Ayrı ayrıdır” (yani Cenab-ı Hakk’ın ilim dairesini kısımlara […]
Dokuzuncu Mektub
Dokuzuncu Mektub (Velayet-i kübra mesleğinde hadisata bakmanın ölçüsü, verilen nimetleri kendimizden bilmeyip Cenab-ı Hakktan bilmek gerektiğini yoksa istihraç olacağını hadisatlarla ders verilmiştir. Saniyen: Hizmette husule gelen ikramların Allah’ın bir inayeti olduğunu anlamak gerekir yoksa kendinden bilmek istihraç olduğu izah edilmektedir. Salisen: Dünyanın bir misafirhane-i askerî olduğunu telakki edip bütün duygu ve hissiyatlarını […]
Sekizinci Mektub
Sekizinci Mektub (Velayet-i kübra mesleğinde hadisata bakmanın ölçüsü, çok şefkatli olan Yakub’un (AS) kıssası ile şefkatin keskin, geniş ve halis olduğu hakikatının izahatıyla ders verilmiştir. Yakub’a (AS) hadisatı ve rü’yayı tevil etmek ilmi, Yusuf’a (AS) da rüyayı tabir etmek ilmi mu’cize olarak verilmiştir.) بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ isimleri بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ e girdiklerinin ve her […]
Yedinci Mektub
Yedinci Mektub (Velayet-i kübra mesleğinde hadisata bakmanın ölçüsünü çok evlilik hadisatının arkasındaki hikmetleri göstererek ders verilmiştir.) بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا Aziz kardeşlerim! Bana söylemek üzere Şamlı Hâfız’a iki şey demişsiniz: Birincisi: “Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Zeyneb’i tezevvücünü; eski zaman münafıkları gibi, yeni zamanın ehl-i dalaleti dahi medar-ı tenkid buluyorlar, nefsanî, şehevanî telakki ediyorlar.” diyorsunuz. […]
Altıncı Mektub
Altıncı Mektub (Beşeriyet âleminde en nurlu sahifeler gurbetin neticesinde elde edilen acz ve fakrını anlamakla elde edilir. Bu ise hikmet-i kudsiye ile kâinata ve hadisata da bakmakla mümkün olabilir. Mevlana Hazretleri bu Kudsi hikmet dersini kendi lisanı ile farisi olarak beyan etmiştir. Söyle ki Semâ’ın ne olduğunu bilir misin? O, […]
Beşinci Mektub
Beşinci Mektub (Kudsi hikmet ile kâinata bakmak mesleği, velayeti kübranın bir esası olduğu Beşinci Mektub da gösterilmektedir. Velayet-i kübra mesleği ise diğer mesleklerin neticesi olan velayet-i suğradan daha yüksektir.) بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ Silsile-i Nakşî’nin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbanî (R.A) Mektubat’ında demiş ki: “Hakaik-i imaniyeden bir mes’elenin inkişafını, binler ezvak ve mevacid ve keramata […]