İkinci Mebhas بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّ اللّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ ٭ وَكَاَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لاَ تَحْمِلُ رِزْقَهَا اَللّٰهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ (Yirminci Mektubda tevhid-i hakiki ders verildiği gibi bu ikinci makamda hırsla rızkı aramanın Tevhid-i hakikiye münafi olduğu gösterilmiştir. Hırs göstermek ve zekâtı vermemek mülk umumen Allah’ındır manasına muhaliftir. Ve zekât vermemek müminler arasında adavete sebeb oluyor. Namaz kul ile Allah arasında bir bağ olduğu gibi zekâtta fakirle […]
Mektubat
Yirmiikinci Mektub Birinci Mebhas
Yirmiikinci Mektub بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ (Şu Mektub, iki mebhastır. Birinci Mebhas, ehl-i imanı uhuvvete ve muhabbete davet eder.) (Yirminci Mektubda tevhid-i hakiki ders verildiği gibi bu birinci mebhasda da ehl-i iman arasındaki vahdet bağlarının bilinmemesinden ileri gelen kin ve adavet ve tarafgirliğin kaldırılması için uhuvvet düsturları gösterilmiştir.) Birinci Mebhas بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ ٭ اِدْفَعْ بِالَّتِى هِىَ اَحْسَنُ فَاِذَا الَّذِى بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَاَنَّهُ وَلِىٌّ حَمِيمٌ ٭ وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ Mü’minlerde nifak […]
Yirmibirinci Mektub
Yirmibirinci Mektub (Yirmialtıncı Lem’anın Zeylidir.) بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَا اَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُلْ لَهُمَا اُفٍّ İsra Suresi 23 Âyetin Birinci Sureti: Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara “öf” bile deme وَلاَ تَنْهَرْهُمَا Yirmiüçüncü Âyetin İkinci Sureti: Ve onları azarlama. وَقُلْ لَهُمَا قَوْلاً كَرِيمًا Yirmiüçüncü Âyetin […]
Yirminci Mektub’un Onuncu Kelimesine Zeyl
Yirminci Mektub’un Onuncu Kelimesine Zeyldir بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَلاَ بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ ٭ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلاً رَجُلاً فِيهِ شُرَكَاءُ مُتَشَاكِسُونَ Sual: Sen çok yerlerde demişsin ki: “Vahdette nihayet derecede kolaylık var; kesrette ve şirkte nihayet müşkilât oluyor. Vahdette vücub derecesinde bir sühulet var; şirkte, imtina’ derecesinde bir suubet var.” diyorsun. Halbuki gösterdiğin müşkilât ve muhalât, vahdet tarafında da cereyan eder. Meselâ diyorsun: […]
Yirminci Mektub İkinci Makam
İkinci Makam (İsm-i A’zam noktasında, tevhidin isbatına muhtasar bir işarettir) BİRİNCİ KELİME: لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ da, bir tevhid-i uluhiyet ve mabudiyet vardır. Şu mertebenin gayet kuvvetli bir bürhanına şöyle işaret ederiz ki: Şu kâinat yüzünde, hususan zeminin sahifesinde, Gayet muntazam bir faaliyet görünüyor. Ve gayet hikmetli bir hallakıyet müşahede ediyoruz. Ve gayet intizamlı […]
Yirminci Mektub Birinci Makam
Yirminci Mektub بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَ يُمِيتُ وَ هُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ وَ اِلَيْهِ الْمَصِيرُ (Sabah ve akşam namazından sonra tekrarı, pek çok fazileti bulunan ve bir rivayet-i sahihada ism-i a’zam mertebesini taşıyan şu cümle-i tevhidiyenin onbir kelimesi var. Herbir kelimesinde hem birer müjde ve beşaret, hem birer mertebe-i tevhid-i rububiyet, hem bir ism-i a’zam noktasında bir kibriya-i vahdet […]
Ondokuzuncu Mektub Dördüncü Zeyl
Âyet-ül Kübra Risalesinin Risalet-i Ahmediyeden bahseden Onaltıncı Mertebesi (Makam münasebetiyle buraya ilhak edilmiştir.) Sonra o dünya seyyahı, kendi aklına dedi ki: Madem bu kâinatın mevcudatıyla Mâlikimi ve Hâlıkımı arıyorum. Elbette her şeyden evvel (Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm’ın vasıfları;) Bu mevcudatın en meşhuru (Maddi ve manevi âlemlerde en ziyade tanındığına misaller; […]
Ondokuzuncu Mektub Üçüncü Zeyl
Mu’cizat-ı Ahmediye (A.S.M.) Zeylinin Bir Parçasıdır (Risalet-i Ahmediye (A.S.M.) delaili hakkında olup, Mi’rac Risalesinin Üçüncü Esasının nihayetindeki üç mühim müşkilden birinci müşkile ait suale, muhtasar bir fihriste suretinde verilen cevabdır.) Sual: Şu Mi’rac-ı Azîm, ne için Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm’a mahsustur? Elcevab: Şu birinci müşkiliniz, otuzüç aded Sözlerde tafsilen halledilmiştir. […]
Ondokuzuncu Mektub İkinci Zeyl
Şakk-ı Kamer Mu’cizesine Dairdir (Ondokuzuncu ve Otuzbirinci Sözlerin Zeyli) (İnşikak-ı Kamer mu’cizesinin fihristi Birinci Nokta Kur’an-ı Hakimin, vukuunu tasdikidir. Kur’an-ı Hakîm’i inkâr eden o küffardan hiçbir kimse, şu âyetin tekzibine dair hiçbir şeyini nakletmemişlerdir. Yalnız “sihirdir” demişler. Düşmanların tasdiki altında vuku’ bulmasıdır. İkinci Nokta Hadisin muhafızları olan Sahabe ve muhakikinin, vukuunu […]
Ondokuzuncu Mektub Birinci Zeyli Risalet-i Ahmediye Risalesi
Mu’cizat-ı Ahmediye’nin Birinci Zeyli (Ondokuzuncu Söz, risalet-i Ahmediyeye (A.S.M.) ve zeyli Şakk-ı Kamer Mu’cizesine dair olduğundan; makam münasebetiyle buraya alınmıştır.) Ondokuzuncu Söz Risalet-i Ahmediye’ye Dairdir (وَ مَا مَدَحْتُ مُحَمَّدًا بِمَقَالَتِى ٭ وَ لكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَتِى بِمُحَمَّدٍ (ع.ص.م (Muhammed’i A.S.M. güzel kılan şey Daire-i Rububiyete en güzel bir Ubudiyetle ve […]