Münasebat-ı Nuriye
Münasebatın varlığını nasıl bileceğiz
İşarat-ül İ’caz’ın hârikalarından birisi de budur ki:
Her bir âyetin sair âyetlere münasebatını ve her âyetteki cümlelerinin birbirine karşı nisbetini ve nizamını ve her cümledeki heyetlerin ve harflerin mana-yı maksuda karşı nisbetlerini ve teveccühlerini gösterip âyetlerin intizamından ve cümlelerin nizamından ve her cümlenin heyetinin nazmından bir lem’a-i i’caz göstermesidir.
Âdeta bir saatin sâniyeleri sayan mili ve dakikaları sayan yelkovanı ve saatleri sayan ibresi gibi o nazımdaki nükteleri beyan ve ondaki hakikatı bürhanlarla izah, hattâ bazan bir tek harfte büyük bir hakikatı ifade etmesidir.
Ve her bir âyetin hakikatini gayet i’caz ile ve kat’î hüccetlerle isbat ediyor ki; şimdi yüzotuz risalenin çekirdekleri ve hülâsaları hükmündedirler.
Ve cümlenin ve cümledeki heyetlerin ve harflerin nüktelerini ve ifade ettikleri zımnî hükümlerini bilâ-istisna ilm-i belâgatın ince kaideleri ile ve ilm-i nahvin ve sarfın kaideleriyle ve ilm-i mantığın ve usûl-i din ve sair ilimlerin kanunlarıyla beyan eder. Hattâ hurdebînî bir manevî âletle, görünmeyen incecik münasebat-ı belâgatı beyan ediyor ve emarelerini gösteriyor. Ve Kur’anın nazarı küllî olmasından bütün beyan edilen hak manalara ve nüktelere, elbette kudsî elfaz-ı Kur’aniye zımnî, remzî işaret ve delalet eder denilebilir.
Emirdağ Lahikası-2 ( 86 )
Sözler Mecmuasında yer alan Sözlerin birbiriyle olan münasebeti
- Sözler ki; herbiri ayrı ayrı mecralardan cereyan ederek büyük bir deryaya dökülen berrak ve saf ırmaklar gibi çağlıyorlar.
- Sözler’de bir kuvvet, bir tesir var ki, müfessirlerin ve âriflerin sözlerinde nâdiren bulunur.
- Sözler’de in’ikas etmiş Kur’an-ı Hakîm’in lemaat-ı i’caziyesinden ve o hizmetin makbuliyetine alâmet olan inayat-ı Rabbaniyenin izharına mükellefiz.
- Mübarek Sözler şübhesiz Kitab-ı Mübin’in nurlu lemaatıdır. İçinde izaha muhtaç yerler eksik olmamakla beraber küll halinde kusursuz ve noksansızdır. Beşerin her tabakası kendi fıtrî anlayışları nisbetinde hissemend ve faidemend olurlar. Şimdiye kadar tenkid olunmaması, her meslek ve mezheb ve meşreb ehline hoş gelmesi ve mülhidlerin dil uzatamayıp ebkem kalmaları, kanaatımızın sıhhatine delalet etmeğe kâfidirler.
Mektubat Mecmuasında yer alan Mektubların birbiriyle olan münasebeti
- Risalet-ün Nur ve Mektubat-ün Nur, okuyanlara bir iksir-i a’zamdır.
- Risalet-ün Nur ve Mektubat-ün Nur,
yirmi senelik medrese ilmini veriyor itikadındayım. - Risalet-ün Nur ve Mektubat-ün Nur,
yüz ondokuz adediyle, her birisi birer mürşid-i ekmeldir ve aktabdır. - Risalet-ün Nur ve Mektubat-ün Nur’un
her bir satırında, bir kitabın tesirini bulamazsanız, bana ne derseniz deyiniz, kabul ediyorum. - Risale-i Nur ve Mektubat-ün Nur’un güneş-misal i’cazları, âlemleri hayrette bırakan kerametleri, dost ve düşmanın itiraf ve takdirini kazanan âsâr-ı sâbıka-i nuraniyenin ne kadar güzellikleri ve meziyetleri varsa, sanki bu kısımda içtima etmiş.
Lem’alar Mecmuasında yer alan Lem’aların birbiriyle olan münasebeti
- Lem’alar te’lif edildi. Bütün Söz ve Mektubat’a feyizleriyle anahtarlık yaptı.
- “Lem’alar”ın verdiği iştiyak cihetiyle yazıcıların çoğalması, inşâallah bir nevi makbul dua hükmüne geçti.
- Lem’alar, bu zamanda, Kitab-ı Mübin’deki âyetlerin âyetleridir. Yani, hakaikının alâmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun bürhanlarıdır.
- Lem’alarında, o kadar büyük dersler, o kadar azametli hakikatlar, o derece şaşaalı hikmetler ve nurlu, kudsî, lahutî feyizler mündemiçtir.
- Lem’alar öyle tenvir ediyorlar ki, eğer murad-ı İlahî olsa, bu zamanın şöhretperest zındıkları da görselerdi, ellerindeki vücudlarına zemherir getiren buzları atıp, ihlas ile iman edip, Kur’an’ın elmas cevahirlerini alırlardı.
Şualar Mecmuasında yer alan Şuaların birbiriyle olan münasebeti
- Risale-i Nur, bütün Sözler’i bütün
Lem’a ve Şua’ları ve bütün Mektubatıyla hakaik-i İlahiye ve desatir-i İslâmiyeyi ve esrar-ı Kur’aniyeyi ders veriyor. - Bu manevî tefsir; “Sözler”, “Mektubat”, “Lem’alar”, “Şualar” diye dört büyük kısımdan müteşekkil olup, yekûnü 130 risaledir.
- Onuncu Şua namında, yazdığınız Fihriste’nin İkinci kısmı bana şöyle kuvvetli bir ümid verdi ki:
Risale-i Nur benim gibi âciz ve ihtiyar ve zayıf bir bîçareye bedel, genç, kuvvetli çok Said’leri içinizde bulmuş ve bulacak.