Ay: Aralık 2021

Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Zeyli

Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Zeyli بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ قُلْ مَا يَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّى لَوْلاَ دُعَاؤُكُمْ Yani: “Ey insanlar! Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var.” mealindeki âyetin beş nüktesini dinle: (Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Makamının Birinci Remzinde geçtiği gibi mahlûkatın mahiyetinin tezahürü için mahlûkat zeval ve fenaya maruz bir surette yaratılıp vazifesini görüp geçip gidiyor. Yirmidördüncü Mektub’un Birinci Zeylinde ise mahlûkatın mahiyetlerinin […]

Yirmidördüncü Mektub İkinci Makam

İKİNCİ MAKAM Bir mukaddime, beş işarettir. Mukaddime iki mebhastır. Birinci Mebhas: Bu gelecek beş işarette, şuunat-ı rububiyeti rasad etmek için; birer sönük, küçük dûrbîn nev’inden birer temsil yazılacak. Bu temsiller; şuunat-ı rububiyetin hakikatını tutamaz, ihata edemez, mikyas olamaz fakat baktırabilir. O gelecek temsilâtta ve geçen remizlerde, Zât-ı Akdes’in şuunatına münasib […]

Yirmidördüncü Mektub Birinci Makam

Yirmidördüncü Mektub (Yirmiüçüncü Mektubun âhirinde Yusuf’un (A.S.) ölümü istemesi ile kâinattaki zeval ve firak ihtar ediliyor. Yirmidördüncü Mektubta ise kâinattaki umum zeval ve firakın hikmetleri anlatılmıştır. Demek ki te’lif edilmeyen Yirmibeşinci Mektubdaki Yasin Suresinin tefsiri de eşyanın zeval ve fenasıyla alâkadar olacak. Yirmialtıncı Mektubda da bu alâkadarlık düşünülebilir. Aynı mana […]

Yirmiüçüncü Mektub

Yirmiüçüncü Mektub بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ عُمْرِكَ وَذَرَّاتِ وُجُودِكَ Aziz, gayretli, ciddî, hakikatlı, hâlis, dirayetli kardeşim! Bizim gibi hakikat ve âhiret kardeşlerin, ihtilaf-ı zaman ve mekân sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mani’ teşkil etmez. Biri şarkta, biri garbda, biri mazide, biri müstakbelde, biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler ve sohbet edebilirler. Hususan birtek maksad için […]

Yirmiikinci Mektub Hâtime

Hâtime (Gıybet hakkındadır) (Yirminci Mektubda tevhid-i hakiki ders verildiği gibi bu hâtimede gıybet etmenin tevhid-i hakikiye münafi olduğu gösterilmiştir. Gıybetin en tehlikeli şekli âyetin de işaret ettiği; din noktasında herkesin istifade ettiği bir Zâtı, halk arasında küçük düşürmek için yapılan gıybettir. İkinci sırada tehlikeli olan gıybet ise kazf-ı muhsanat nev’idir. […]

Yirmiikinci Mektub İkinci Mebhas

İkinci Mebhas بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّ اللّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ ٭ وَكَاَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لاَ تَحْمِلُ رِزْقَهَا اَللّٰهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ (Yirminci Mektubda tevhid-i hakiki ders verildiği gibi bu ikinci makamda hırsla rızkı aramanın Tevhid-i hakikiye münafi olduğu gösterilmiştir. Hırs göstermek ve zekâtı vermemek mülk umumen Allah’ındır manasına muhaliftir. Ve zekât vermemek müminler arasında adavete sebeb oluyor. Namaz kul ile Allah arasında bir bağ olduğu gibi zekâtta fakirle […]

Yirmiikinci Mektub Birinci Mebhas

Yirmiikinci Mektub بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ (Şu Mektub, iki mebhastır. Birinci Mebhas, ehl-i imanı uhuvvete ve muhabbete davet eder.) (Yirminci Mektubda tevhid-i hakiki ders verildiği gibi bu birinci mebhasda da ehl-i iman arasındaki vahdet bağlarının bilinmemesinden ileri gelen kin ve adavet ve tarafgirliğin kaldırılması için uhuvvet düsturları gösterilmiştir.) Birinci Mebhas بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ ٭ اِدْفَعْ بِالَّتِى هِىَ اَحْسَنُ فَاِذَا الَّذِى بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَاَنَّهُ وَلِىٌّ حَمِيمٌ ٭ وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ Mü’minlerde nifak […]

Yirmibirinci Mektub

Yirmibirinci Mektub (Yirmialtıncı Lem’anın Zeylidir.) بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَا اَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُلْ لَهُمَا اُفٍّ İsra Suresi 23 Âyetin Birinci Sureti: Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara “öf” bile deme وَلاَ تَنْهَرْهُمَا   Yirmiüçüncü  Âyetin İkinci Sureti: Ve onları azarlama. وَقُلْ لَهُمَا قَوْلاً كَرِيمًا  Yirmiüçüncü  Âyetin […]

Yirminci Mektub’un Onuncu Kelimesine Zeyl

Yirminci Mektub’un Onuncu Kelimesine Zeyldir بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَلاَ بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ ٭ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلاً رَجُلاً فِيهِ شُرَكَاءُ مُتَشَاكِسُونَ Sual: Sen çok yerlerde demişsin ki: “Vahdette nihayet derecede kolaylık var; kesrette ve şirkte nihayet müşkilât oluyor. Vahdette vücub derecesinde bir sühulet var; şirkte, imtina’ derecesinde bir suubet var.” diyorsun. Halbuki gösterdiğin müşkilât ve muhalât, vahdet tarafında da cereyan eder. Meselâ diyorsun: […]

Yirminci Mektub İkinci Makam

İkinci Makam (İsm-i A’zam noktasında, tevhidin isbatına muhtasar bir işarettir) BİRİNCİ KELİME: لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ da, bir tevhid-i uluhiyet ve mabudiyet vardır. Şu mertebenin gayet kuvvetli bir bürhanına şöyle işaret ederiz ki: Şu kâinat yüzünde, hususan zeminin sahifesinde, Gayet muntazam bir faaliyet görünüyor. Ve gayet hikmetli bir hallakıyet müşahede ediyoruz. Ve gayet intizamlı […]